face

Karaciğer Nakli

Karaciğer nakli karaciğer yetmezliği içindeki hastalara yapılır. Karaciğer yetmezliği iki şekilde karşımıza çıkabilir; 
 
Akut Karaciğer Yetmezliği: Daha önceden bilinen karaciğer hastalığı olmayan bir kişide ani gelişen ve karaciğer fonksiyonlarının tama yakın kaybı ile karakterize acil bir durumdur.
En sık sebepleri:
  • Akut viral hepatitler (hepatit A ve hepatit B virusları)
  • İlaç entoksikasyonları
  • Mantar zehirlenmeleri
  • Nedeni bilinmeyen viral hastalıklar olabilir.
 
Kronik karaciğer yetmezliği (siroz): Çeşitli nedenlerle uzun dönemde karaciğer hasarına maruz kalan kişilerin geri dönüşümsüz karaciğer yetmezliği tablosuna girmesidir. Bu zeminde gelişmiş karaciğer kanseri nedeniyle de karaciğer nakli yapılabilir.
En sık sebepleri:
  • Kronik hepatit B virüsüdür (HBV) ® Ülkemizde en sık nedendir 
  • Hepatit C virüsü
  • Alkol   
  • Otoimmün hastalıklar (otoimmun hepatit, primer biliyer siroz, primer sklerozan kolanjit)
  • Wilson hastalığı
  • Budd-Chiari sendromu
  • Kriptojenik siroz (nedeni bilinmeyen) olabilir.
Karaciğerin sertleşerek küçülmesi ve üzerinde irili ufaklı nodüllerin şişliklerin) oluşmasına siroz adı verilir. Karaciğer sirozu; varis kanamaları, sarılık, karında su toplanması (asit), enfeksiyon ve toksik atıkların birikmesi ile koma gibi ölümcül sonuçlara yol açabilir. Bu noktada hayat kurtarıcı tek seçenek hastalıklı karaciğerin alınıp yerine sağlıklı bir karaciğeri nakletmektir. Ancak bu şekilde yapılan bir organ nakli ile hastanın hayatı kurtarılabilir.
Karaciğer hastalığının en belirgin özelliklerinden biri sarılıktır (gözlerin ve derinin sararması). Sarılığa kanda yükselen bilirubin sebep olur. Kronik karaciğer hastalığının belirtileri;
  • Sarılık
  • Koyu renkli idrar
  • Uykuya eğilim, ellerde titreme, bilinç bulanıklığı, koma
  • Kan kusma
  • Vücutta kolayca morluklar oluşması ve kanamaya eğilim
  • Gri ya da kil rengi dışkılar
  • Karında su toplanması (asit)
  • Aşırı halsizlik
Karaciğerin, birçok hastalıktan sonra uğradığı hasarın etkisini,  kendini yenileyerek ortadan kaldırma kapasitesi vardır. Ancak bazı durumlarda bu kapasite yeterli gelmeyerek karaciğer geri dönülemez bir biçimde zarar görebilir. Bunların çoğunluğu; özellikle çocuklarda kalıtsal/ailesel/genetik  anormalliklerin sonucunda olabilirken, yetişkinlerde nedenleri farklıdır. Bebekler ve çucukluk çağında en sık sebep doğuştan safra yollarının olmaması (biliyer atrezi) iken bunun diğer metabolik ve kalıtsal hastalıklar izler (PFIC: progresif familyal intrahepatik kolestaz, Wilson hastalığı, hepatoblastom: çocukluk çağı karaciğer kanseri, diğer genetik enzim eksiklerine bağlı hastalıklar).
Yetişkinlerde en sık sebep ülkemizde hepatit b virusudur (HBV). Batı dünyasında hepatit C virusu (HCV) daha sık görülür, bizde ikinci sıradadır. Bundan başka, alkol, otoimmun hastalıklar (otoimmun hepatit, primer biliyer siroz, primer sklerozan kolanjit), Wilson hastalığı, budd-chiari sendromu, kriptojenik siroz (nedeni bilinmeyen) olabilir. Herhangi bir kronik karaciğer hastalığı zemininde gelişmiş karaciğer kanseri de önemli bir nakil sebebidir.
Akut karaciğer yetmezliği tablosuna girmiş olgularda hastalara acil olarak nakil yapılması gerekmektedir.
Kronik olarak adlandırılan uzun dönem karaciğer yetmezliği olgularda; sürekli doktor takibinde tutularak, çeşitli görüntüleme ve biyokimyasal tetkikleri tamamlandıktan sonra dünyaca tanımlanmış kriterlere bakılarak son dönem karaciğer yetmezliği tablosuna giren hastalarda nakil şansı verilmelidir. Karaciğer naklinin başarı oranını yükselten en önemli adımlardan birisinin de ‘geç kalmamak’ olduğu unutulmamalıdır.

Organ nakli; günümüzde birçok kronik organ hastalıklarında uygulanan rutin, geçerli ve ileri bir tedavi yöntemi olarak kabul edilmektedir. Karaciğerin fonksiyonlarını yerine getirebilecek böbrek yetmezliğindeki diyaliz benzeri bir destek sistemi olmadığı için karaciğer yetmezliği içindeki hastalar zaten hayati tehlike taşımaktadırlar. Karaciğer gibi hayati bir organın nakliyle gerçekleşecek bir süreç; hastalarımıza ‘sağlıklı’ yeni bir yaşamın kapısını açmaktadır. Karaciğer nakli olmaksızın yaşam oranı %10 ve altında olan hastaların karaciğer nakli ile yaşama tutunma olasılıkları %90 düzeylerindedir.

Kadavradan Karaciğer Nakli: Trafik kazası, beyin kanaması, kalp krizi gibi sebeplerle beyin ölümü gelişen kişilerin ailelerinin organlarını bağışlaması sonrası gerçekleşebilir. Yapılan incelemeler organ veren hastanın herhangi bir bulaşıcı hastalık, kanser veya karaciğer hastalığına sahip olmadığını göstermelidir. Uygun şartlarda ameliyatla alınan ve özel koruma sıvılarında korunan karaciğerin, yine bir ameliyatla alıcıya nakledilmesi ile gerçekleşir. Maalesef ülkemizde kadavradan organ bağışı son derece az olduğu için uzun bekleme listeleri vardır.
Canlı Vericili Karaciğer Nakli: Karaciğer hastalığı olan ve organ nakli ihtiyacı bulunan kişilerin akrabalarından alınan parça karaciğer ile gerçekleşen ameliyat biçimidir. 
Karaciğer nakli için kan grubu uyumu gerekmektedir, ancak Rh faktörü bir önem taşımamaktadır.
 
Kan GrubuHangi Kan Grubundan Alabilir?Hangi Kan Grubuna Verebilir?
000-A-B-AB
A0-AA-AB
B0-B0-A-B-AB
ABise0


kan grubu olmalıdır.

Hayır. Kan grubu uyumu yeterlidir.
Karaciğer nakli için; sizi takip eden hekim ve nakil merkezi tarafından nakil endikasyonu konulduysa, en yakın veya ulaşabileceğiniz tercih ettiğiniz nakil merkezine başvurmalısınız.
Tüm dünyada ve ülkemizde kadavradan organ bağışı kısıtlı olduğu için uzun bekleme listeleri mevcuttur. Bu nedenle herhangi bir zaman belirtmek imkansızdır.
Anne, baba, kardeş, eş veya diğer yakın ve akrabaların gönüllü olması gerekir. Bu gönüllü kişide yapılan tüm testler kişinin karaciğerinin parçasını vermesinde bir sakınca olmadığını göstermesi gerekir. Bu testler iki yöndedir:
Birincisi; Organ bağışlayan kişinin herhangi bir zarar görmemesi için tüm sistemlere yapılan incelemeler. Kalp, akciğer, sindirim sistemi gibi tüm organlar ve ruhsal durum.
İkincisi; Karaciğere yönelik incelemeler. Bu incelemeler içinde karaciğerin haritası diyebileceğimiz tüm yapısal özelliklerine, atardamar, toplardamar ve safra yollarına bakılır.
Eğer tüm incelemeler uygunsa gönüllü kişinin organ bağışlamasında bir sakınca olmadığına karar verilir. Küçük çocuk hastalar için genellikle vericinin karaciğerinin sol yan kısmını, erişkin yada büyük hastalar için vericinin karaciğerinin sağ yarısını almak gerekir.
Karaciğer bağışlamanız için alt sınır 18 üst sınır 50(60) yaştır. Bu konuda bir kesinlik olmamakla beraber 50 yaş ve üzerinde görülen problemler bu ameliyata engel teşkil edebilir. Vericinin ve alcının durumuna göre üst sınır 50 ya da 60 olabilir.
Küçük çocuk hastalar için genellikle vericinin karaciğerinin küçük olan sol yan kısmını (%25), erişkin hastalar için sıklıkla verici karaciğerinin sağ (%60) veya sol yarısını (%40) almak gerekir.
Canlı vericili karaciğer nakil ameliyatı 8-18 saat arası sürer. Verici ameliyatı süresi ise 4-6 saattir.
Bu ameliyatta karaciğeri çıkaran ve karaciğeri nakleden iki ekip genellikle beraber ve aynı anda çalışır. Akrabadan alınan karaciğer parçası alıcının karın ana toplar damarı (vena cava) korunarak çıkartılan hasta karaciğerinin yerine yerleştirilir. Cerrahi teknik olarak  kadavra ameliyatlarından çok daha zor bir tekniktir. Daha büyük ekip gerektirir. En az 4 cerrah,  6 hemşire, 2 anestezi uzmanı ameliyat süresince çalışır. Ayrıca çok küçük olan atardamarın dikilmesi için mikrocerrahi ve ameliyat boyunca yapılan ultrason incelemeleri de gereklidir.
Nakil merkezlerine göre değişmekle beraber ortalama yoğun bakım yatış süresi 1 gündür. 
Yine nakil merkez başarı oranlarına göre değişmekle beraber yoğun bakım sürecini sorunsuz atlatan olgularda ortalama yatış süresi 7 gündür.
Uzun dönemde vericiler için böyle bir risk söz konusu değildir. Karaciğer vücudumuzda kendi kendini yenileyebilen (rejenerasyon) tek organdır ve herhangi bir nedenle karaciğerinin bir kısmı alınan kişilere organ 3 ay içinde eski hacmine kavuşur. Ameliyat dönemine ait sorunlarla vericinin kaybı olabilir ancak deneyimli merkezlerde ameliyat öncesi yeterli düzeyde tetkik edilen donörler(verici) için bu risk % 0,5 kadardır. Uzun dönemde vericide problem yaşanması beklenmez. Geriye kalan karaciğer kısmı, sağlıklı bir birey için hayatını tehlikeye sokmayacak şekilde yeterlidir. Karaciğer yaklaşık 3 aylık periyotta yaklaşık eski büyüklüğüne ulaşmakta, ancak en hızlı büyüme ameliyat sonrası ilk 10 gün içinde gerçekleşmektedir.
Vericilerin yaşam sürelerinde bir kısalma beklenmez ve uzun dönemde bu ameliyata bağlı bir sakatlık yaşamazlar.
Verici için ameliyat sonrası dönemde tedavi amaçlı herhangi bir ilaç gerekmezken, birkaç günlük dönemi damardan sıvı ve destek tedavisi alarak geçirmektedir (ağrı kesici, mide koruyucu vs). Kendini iyi hissettiği dönemden itibaren sıvı desteği kesilerek ağızdan yumuşak gıdaya başlanmaktadır. 
Karaciğer tekrar eski büyüklüğüne ulaşırken kullandığı enerji ve ihtiyaç artışından dolayı ameliyat sonrası ilk 3 aylık dönem içinde kendinizi yorgun hissetmeniz son derece doğaldır. Bu nedenle özellikle ağır iş sahalarında fiziksel aktiviteye dayanan işlerde çalışanlar, bu işlerine en erken 5-6 ay içinde dönebilirler. Masa başı ve benzeri hafiflikte görevleri olanlar ise 3-4 ay içinde bu işlerine dönebilirler.
Merkezlere göre değişmekle beraber, taburcu edildikten sonra ameliyatın 15. gün ve 1.ayında kan kontrolü, 3.ayında da USG ile kontrolleri yapılmaktadır. Daha sonra ek kontrol gerekmemektedir.
Deneyimli merkezlerde yapılan operasyonlar sonucunda böyle bir risk %1’in altındadır. 
Hipertansiyon kontrol altında ve vücutta herhangi bir hasara yol açmamış ise olabilir.
Evet. 18 yaş üstü zorunluluğu, kanunlarla sınırlandırılmışken,60 yaş üst sınır olarak dünya genelinde kabul edilen sınırdır. Cinsiyet farkı yoktur.
Evet. Erkek verici için herhangi bir engel teşkil etmemekle beraber bayan vericilerin gebe kalması için 1 yıl beklemesi önerilmektedir.
Merkezlere göre değişmekle birlikte ortalama 3 gündür.
Evet. Erkekler için bu konuda bir sınırlama yok iken bayanların iki sebepten çok dikkatli olmaları gerekir. Birincisi gebelik boyunca alınacak bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçların fetus üzerinde doğumsal anomalilere yol açabilen teratojenik yan etkileri olabilir. İkincisi gebeliğin karaciğer üzerine olumsuz etkileri olabilir ve bunlar çok yakın takip edilmelidirler.
Nakil sonrası ilk 3 ayı, haftalık ve 15 günlük poliklinik kontrolleri şeklinde sorunsuz tamamlayan olgular daha sonrasında aylık kontrollere çağrılmaktadır. 6. aydan sonra 2 ayda bir,1 yılını tamamlayan olgular 3 ayda bir kontrole çağrılmaktadır.
Nakil olmuş olgulara; erken dönemde hastalıklı dönemlerinin aksine bol proteinli, bol karbonhidratlı diyetler planlanır. Sonrasında özel bir diyeti yoktur. Karaciğer nakli sonrası kişisel bakım açısından neler önemlidir? Genel hijyen kurallarının yanı sıra, özellikle kış ayları ve salgın zamanlarında çok kalabalık ve havasız ortamlardan uzak durmaları, mecbur kalmaları halinde de maske takmaları önerilir. Genel olarak düşük/orta seviyeli önlemler yeterli olacaktır. Yazın denize girmenin karaciğer nakilli hastaya herhangi bir zararı yoktur. Güneşte korunma konusuna yeterli özen göstermeli ve yüksek faktörlü güneşten koruyucu kremler kullanılmalıdır. Cinsel yaşama tüm vücut fonksiyonları normal olsa bile ameliyat sonrası tekrar başlama konusunda aceleci davranılmamalı, her hasta için farklı süreler söz konusu olabileceğinden mutlaka doktora danışılmalıdır. Ortalama bir süre olarak Ameliyattan yaklaşık 2 ay sonra cinsel yaşama geri dönülebilir. Doğum kontrolü konusunda en uygun yöntem prezervatif ve diyaframdır. Doğum kontrol hapları ve rahim içi araçlar önerilmez. Nakil sonrası dönemde gebelik erken dönemde kesinlikle önerilmemektedir. İlerleyen dönemde ise konu doktorunuzla tartışılmalıdır. Gebelik normal süreçte bile yağlanmayı arttırıcı/kilo aldıran bir süreç olduğundan yeni takılan Karaciğerin de bu yağlanmadan etkilenmesi istenmez. Konu mutlaka doktora danışılmalıdır.
Karaciğer naklinin temel amacı; hastalıklı bireyi sağlıklı bireye dönüştürmek olması nedeniyle, tıbbi kurallara uyulduğu sürece sosyal ve çalışma hayatına dönmesi temel hedeflerden biridir.
Evet. Malulen emeklilik mümkündür.
Nakil sonrası spor özellikle tavsiye edilir, karın kaslarını zorlayan sporlardan kaçınılmalıdır. Başarılı bir transplantasyon sürecini takip eden süreçte, en çok hissedilen şey hastanın kendisini yeterli düzeyde iyi hissetmesini takiben eski fiziksel aktivitesine hemen geri dönme isteğidir. Bu belki de hem ruhen hem fiziksel olarak hastalarımıza iyi gelse de spor ve fiziksel aktiviteye yeniden başlangıçta bazı kısıtlamalar olmaktadır. Ameliyattan 2-3 ay sonra günlük yürüyüşler şeklinde fiziksel aktiviteye başlanabilir. Bu yürüyüşler haftada 2-3 kez ve 30’ar dakikalık süreler şeklinde yavaş tempoda olmalıdır. İlerleyen aylarda doktora bizzat danışarak koşu gibi sporlar da yapılabilir. Her şekilde karın için basıncı arttıran sporlardan, ileri performans sporlarından kaçınılmalıdır. Ameliyat sonrası 1-1,5 yıllık dönemde karaciğer nakil hastası için en uygun sporlar; hastadan hastaya kişisel farklılık göstermekle birlikte, yürüyüş, koşu, bisiklet ve yüzme gibi sporlardır.  

305

Toplam Ölü Donör
(31.12.2023)

32038

Toplam Bekleyen Hasta
(31.12.2023)

643593

Toplam Bağış Kartı
(31.12.2023)

8770

Toplam Nakiller
(31.12.2023)